Ali Erbaş – Adnan Oktar tartışması
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, basın mensuplarıyla bir kahvaltı düzenledi. Erbaş, yazar Adnan Oktar hakkında “İnşaAllah’lar, maşaAllah’lar havalarda uçuşuyor, dini bir takım referanslar var ve orada dansöz oynatıyorsun böyle bir şey olabilir mi? Tüylerim diken diken oluyor. Atatürk’e hakaretten hapse atılmıştı, şimdi Atatürkçü oldu. Tamamen akli dengesi herhalde bozulmuş” ifadelerini içeren bir konuşma yaptı.
Adnan Oktar ve arkadaşları uzun yıllardır A9 televizyonundan yayın yapıyor. Sohbetler arasında disko dans, oryantal dansöz, Ankara havası ve şarkılar yayınlanması, kadın katılımcıların açık giyimleri birçok kesimden tepki alıyor. 2013 yılında Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç eleştirilerde bulunmuş, bunun ardından RTÜK’ün müdahalesi üzerine Oktar ve arkadaşları dans ve müziği televizyon yayınından kaldırmış ancak İnternet üzerinden devam ettirmişti.
Adnan Oktar, Erbaş’a cevaben yaptığı açıklamada Diyanet İşleri Başkanı’nın tanımadığı birinin psikiyatrik durumu konusunda beyan yetkisinin bulunmadığını, Atatürk’e hakaretten yargılandığı iddiasının bir iftira olduğunu belirtti. Oktar, başkanın tüyleri ürperecekse, kendi maaşının banka faizi, genelevler, eşcinsel mekanlar, alkollü içki satışları ve kumar oyunlarından toplanan yasal vergilerle ödenmesine ürpermesini, gücü yetiyorsa devletteki bu haram uygulamaları eleştirmesini söyledi.
Oktar’ın sohbet aralarında eğlenceler danslar tertiplemesine tepki gösteren birçok kesim var.
Ali Erbaş’ın da yanlış bulduğu yorumcuları ve Adnan Oktar’ı eleştirme hatta kınama hakkı vardır.
Ancak bu “ruh hastası” tarzı fevri ifadeler, araştırması yeterince yapılmamış gelişigüzel geçmişe yönelik analizler ve hissi paylaşımlarla değil, onbinlerce Diyanet çalışanı içinden bir kaç uzmanına bir komisyon kurdurup, Oktar’ın yorumlarını inceletip, ona göre ilmi bir cevap veya rapor hazırlanmasıyla olur.
Devlet böyle işler. İlmi tarz da budur.
Adnan Oktar’ın televizyonu A9 ve diğer televizyonların program formatı RTÜK’ün denetim ve müdahale alanındadır. Nitekim yasalar çerçevesinde ceza da vermiştir.
Diyanetse yasalara göre çalışan bir başka devlet kurumudur, serbest yorum yapan, polemiklere girebilen siyasi parti veya sivil toplum örgütü değildir. Diyanet İşleri Başkanı’nın görev ve yetkileri arasında beğenmediği televizyon yayınlarını tekfir etmek, sevmediklerinin ruh sağlığını teşhis etmek yer almıyor.
“İnşallahlar maşallahlar havalarda uçuşuyor” çirkin ifadesi bir Diyanet İşleri Başkanına, bir ilim adamına yakışmamış.
Oktar’ı beğenelim beğenmeyelim, devletin haram işleri yasallaştırması konusunda söylediği doğru. Yiğitler İslam ülküsü için şehadete yürürken, devletimiz kızlarımızın tuzağa düşürülüp genelevlerde sapıklara KDV’li fiş karşılığı satılmasına göz yummamalıdır.
Devlet ribaya cephe almalıdır. Kumar gelirleriyle böbürlenmemelidir. Adım başı içki satışını yaygınlaştırmamalıdır. Haramdan toplanan vergilerle memurun nafakasını dağıtılmamalıdır
“Allah’a ve Resulüne savaş açmış” faizli bankacılık sistemine karşı bir bilinçlenme hatta kısmi bir farkındalık bile oluştursa bu Ali Hoca’nın ömrüne yeter.
Mirat/A. Galip GÜMÜŞDERE