Şiddetin sanal hali; siber zorbalık

Şiddetin sanal hali; siber zorbalık

Teknolojinin gelişmesiyle hayatımızın odak noktası haline gelen ‘sosyal medya’ ölçüsüz kullanım sonucunda birçok kişinin ‘sosyal hayatı’ haline geldi. Bunun kaçınılmaz sonucu olarak reel hayatta karşılaştığımız zorbalıklar kısa sürede sosyal mecralarda da boy göstermeye başladı. Şiddetin sanal hali olan siber zorbalık; “bir ya da birden fazla kişinin, elektronik iletişim araçlarını kullanarak, belirli bir süre içerisinde sürekli olarak, kendisini savunmayan bir bireye yönelik olarak uyguladıkları kasıtlı saldırgan davranış” ifadeleriyle tanımlanabilir. Herhangi bir sosyal mecrada karşılaşabileceğimiz; online kavga, zarar verme, iftira, başka kimliğe bürünme, başkasının bilgilerini internet ortamında izinsiz kullanma, dışlama, siber tehdit, siber taciz, alay etme, sataşma, tehdit etme gibi davranışlar siber zorbalığa örnek gösterilebilir.

İlk örneklerine ABD ve Kanada’da rastlanan siber zorbalık son 10 yılda tüm dünyada ciddi bir sorun halini almıştır. Eğitim İstatistikleri Ulusal Merkez’inin 2011 yılında yaptığı araştırmaya göre ABD’deki okullarda rapor edilen siber zorbalığa maruz kalma oranı %12,8. Yapılan diğer bir araştırmada siber zorbalığın erkek çocukları arasında daha yaygın olduğu ve kız çocuklarının zorbalığa daha çok maruz kaldığı tespit edildi.

2016 yılında zorbalığa karşı kurulan İngiliz kökenli yardım kuruluşunun yaptığı araştırmaya göre sadece İngiltere’de yaşayan ve 12-20 yaş arasındaki gençlerin yaklaşık 2,9 milyonunun zorbalığa maruz kaldığı açıklandı.

Avustralya’nın Ulusal Zorbalıkla Mücadele Merkezi geçen 10 yılda ortalama zorbalık oranlarının düşüşe geçtiğini ancak siber zorbalığın keskin bir artışta olduğunu söylüyor.
Türkiye’de yapılan araştırmalara göre özellikle 13 yaş ve altındaki çocukların siber zorbalığa maruz kaldığı ortaya çıktı. Bunun nedeni olarak da bu yaş dönemindeki çocukların internet ve sanal iletişimle ilk olarak tanışmaları gösterilebilir.

Çevrimiçi Taciz 2017 raporuna göre, sanal şiddetin türleri şöyle sıralanabilir:

Çevrimiçi lakap takma (%27)

Birisini mahcup etme çabaları (%22)

Fiziksel tehditler (%10)

Sinsice takip – Stalklama (%7)

Sürekli olarak taciz (%7)

Cinsel taciz (%6)

Siber zorbalık örnekleri

Daha bu sabah haber sitelerine düşen bu haber olayın vahametini bize hatırlatır nitelikte;

• ‘Avusturalya’da siber zorbalığa maruz kalan 14 yaşındaki Amy Everett intihar ederek hayatına son verdi. Ülkedeki ünlü şapka markasının reklam yüzü olan çocuğun ölümü, ülkede şok etkisi yarattı. Amy’nin babası Tick Everett, kızının bu dünyadaki kötülüklerden kurtulmak istediği için yaşamına son verdiğini açıkladı. Everett ailesi, “Eğer bir şekilde söylediklerinin şaka olduğunu ya da taciz ve zorbalıkla başkalarından daha üstün olabildiklerini düşünen o insanlar bu yazıyı okuyorlarsa lütfen cenaze törenimize gelsinler ve nasıl bir yıkım yarattıklarını görsünler” çağrısında bulundu.’

• ‘ABD Teksas’ta yaşayan 18 yaşındaki Brandy Vela, uzun yıllardır okulda ve çevresinde maruz kaldığı zorbalığa bir yıldır yoğun bir siber zorbalık da eklenince intihar etti. Odasında göğsüne doğrulttuğu bir silah ile intihar eden genç kızı ailesi buldu. İntiharının sebebinin son dönemde yaşadığı siber zorbalık olduğu ortaya çıktı. Genç kızın fazla kilolarına kafayı takan akranları, ona olmadık şeyler söylüyordu. Adına sahte hesaplar açıldı, telefon numarası arkadaşlık sitelerine eklendi. Onu intihara sürükleyen zorbaların genç kız öldükten sonra yaptıkları ise şok edici cinsten. Brandy öldükten sonra da hakaret içerikli yorumlarını yazmaya devam ettiler. Facebook’una fake hesaplarla saldırmaya devam eden bu kullanıcılar ona “şişman ve çirkin” demeyi sürdürdü. “Neden hala buradasın ki?”, “Şişman ve çirkinsin” gibi iğrenç yorumlarını sürdüren kullanıcılar, ailenin hukuki süreç başlatmasının ardından bu yorumları sildi.’

• ‘Avustralya’da yaşayan 14 yaşındaki lise öğrencisi Şeniz Erkan da 2012 yılında yaşadığı siber zorbalık sonrasında Melbourne şehrinde tren raylarına kendini attı. Avustralya televizyonlarının günlerce haber yaptığı olayla ilgili konuşan Şeniz’in ağabeyi Aykut Erkan, “Facebook dâhil tüm hesaplarına girmişler. Onun adıyla herkese iğrenç mesajlar atmışlar. Cep telefonuna da tehdit, baskı mesajları gelmiş” diye açıklamada bulundu. Dönemin Avustralya Başbakanı Julia Gillard, Şeniz’in intiharı üzerine hükümetin kamu sistemleri için kurduğu siber-savunma sistemini ‘sanal zorbalığa’ karşı savaşla görevlendirdi.’

Bir aileye çocuğunu tanımadığı, bilmediği bir şehir veya ülkede birkaç saat bırakması teklif edilince cevap tabii olarak olumsuz olur. Ancak maalesef ki aynı aile çocuğunu saatlerce internetin karanlık sokaklarına teslim edebiliyor. Bu sokaklarda dolaşan kötü niyetli insanlar, saçının teline dahi zarar gelmesin diye uğraştığınız ufacık çocuğunuza, aşk ve cinsellik içeren mesajlar gönderebiliyor. Ya da aile çocuğun en özel hallerini, karnesini, okulunu, mahrem sayılacak nitelikteki fotoğraflarını sosyal medyada servis ettiğinde farkına varmadan çocuğunu açık hedef haline getirebiliyor. Günümüzün ve gelişen teknolojiyle geleceğin en büyük tehlikelerinden biri olan siber zorbalığa karşı çocuğu koruma noktasında en önemli sorumluluk ailenin omuzlarında.

• Çocuğa daha fazla zaman ayırmak, beraber kaliteli vakit geçirmek çocuğun sosyal medyada geçireceği vakti sınırlayacaktır.

•  Aynı zamanda aile nasıl ki dışarıdaki tehlikelere karşı çocuğu uyarıp koruma içgüdüsü geliştiriyorsa aynısını internet ortamındaki tehlikelere karşı da yapmalıdır.

• Çocuğun sosyal medya hesapları düzenli olarak kontrol edilmeli, oynadığı oyunların içeriği bilinmelidir.

Unutulmamalıdır ki sağlıklı bir aile ilişkisi birçok afetin ve toplumsal yaranın yegâne ilacıdır. Ne zaman ki telefon, televizyondan daha çok çocuğumuzun/eşimizin gözlerine bakarsak işte o zaman değişmeye başlayacak değişmesi gereken şeyler.

ŞUHEDA BOTAN / DOĞRUHABER