Türkiye’de yeni bir cemaat kuruldu. Hem de gözlerimin önünde.
Umreye yolculuk için bir grup arkadaşla sözleştik. Yolculuğun detayları için bir yerde buluştuk. Hoş sohbet derken Haziran ayı için karar kıldık. Haziran’da yolcuyuz yani.
Umre’ye Beleş Bir Yolculuk Yapmak İster Misiniz?
Umreye yolculuk için bir grup arkadaşla sözleştik. Yolculuğun detayları için bir yerde buluştuk. Hoş sohbet derken Haziran ayı için karar kıldık. Haziran’da yolcuyuz yani.
Benim bu ilk ziyaretim olacak. Değişik hisler içerisindeyim. Kabeyi göreceğim için duyduğum heyecanımla birlikte etrafını kuşatan beton yapılar için şimdiden öfkeliyim bile.
Benden başka 9 arkadaş birlikte olacağız. Size arkadaşlarımı tanıtmak istiyorum. Ancak gerçek isimlerini vermeyeceğim. Aslında hepsini kamuoyundan tanıyorsunuz. Diyebilirsiniz ki bu kadar zenginin arasında senin ne işin var, yazının sonunu bekleyin derim.
Bay A: Tekstilci. Ortağı bir vekil. Çocuk tekstili yapıyorlar. Tanıtım kataloglarına baksanız konseptlerinde çocuk pedofilisini ayan-beyan görürsünüz. Küçük kadınlar imajı markalarına hakim unsur. Daha önce 9 kez hac 17 kez umre yapmış. Malının hesabını kim bilir (Allah’tan başka) bilemem ama kızdığım zaman kendisine “Küçük Karun” diye takılırım. B, Şehir’de villalarda 4 hanımıyla birlikte yaşıyor. Villalar ayrı ama.
Bay B: Özel okul sahibi. Üniversitesine kadar hem de. Ne müfredatın çarpıklığı umurunda ne de eğitim sisteminin lüzumsuzlukları. “Ben parama bakarım”diyen tiplerden. Üniversitesi kafetarya üniversitelerinden. Hepi topu herşey 10 yıl içinde oldu. Her sene umreye gitmeyi seviyor. Bir kaç yıl önce Rio karnavalı yüzünden o yıl ki ziyaretini aksatmış o kadar.
Bay C: Siyasetçi. Şunca yıllık siyasi hayatında temas etmediği siyasi parti kalmadı. Çocukları fecaat. Biri kumarbaz. Biri playboy. Kızlarını söyleyemem ayıp kaçar. “Umreye gitmediğimde kendimi eksik hissediyorum” diyor mubarek topraklar mevzuu açılınca. Bir de fakir çocukluk günlerinden bahsetmeyi seviyor. Bir kaç stk da da aktif. Bir kaç kez de Kudüs ziyaretine gitmişliği var muhteremin.
Bay D: Akademisyen – din görevlisi. Çok ta kitabı var. Müslümanların çektiği çileler ismindeki kitabı çok satanlardan. “Abi şu deistlikle ilgili bir çalışma yapalım.” dediğimde “ortalığı daha da bulandırmayalım” diye reddetti teklifimi. Tv programları ve konferanslarla çok yoğun.
Bay E: İş adamı. İnşaatçı da aynı zamanda. Diyebilirim ki İstanbul’un yarısını tek başına kendisi betona gömmüştür. Projelerinin hepsi de İngilizce kelimeden ibarettir. Ama Türklük deyince tüyleri titrer. Şanlı ecdad tarzı sohbetlere bayılır. Daha dün Balat’ta küçücük bir işletmesi vardı, çay-şeker satardı. Allah’ıma binlerce şükürler olsun verdiği rızıklara diye bitirirdi sözlerini.
Bay F: Bürokrat. Üst düzey olanlarından. Çok rüşvet aldığı iddialarını ciddiye bile almaz. “Yapıyorsam tek başıma yapmıyorum ya, vermesinler canım, zorla istemiyoruz ya” diye meşhur bir savunması vardır. “Küpünü dolduracaksın” sözü tavsiye hükmündedir birilerine akıl verirken. “Milletin kerizi olmayacaksın” gibi sözlerin ardından “bu millet adam olmaz” diye de kızıp durur. Umre yolculuğumuzu Bay E’ ye yüklemiş.
Bay G: Her devrin adamı, aydın-gazeteci. Dün iflah olmaz bir Fetöcüydü. Öncesinde Özal yalakası. Şimdi fena halde Reisçi. Mazisi ateist-kominist. Liberalim diyor şimdilerde. Kalemi çok oryantal. Bastır parayı bassın kalayı. Bir tek Umre’de içmediğini söylüyor. Diğer zamanlarda ayık kafa bulmanın imkanı yok.
Bay H: Sanatçı. Eşcinsel geçmişinin yanı sıra erotik filmlerde de oynamışlığı var. Şarkı da söylüyor. En çok ta birlikteyken bize ilahi konseri vermeye bayılıyor. “Din tanrıyla kulu arasındadır, kimseyi ilgilendirmez ayol” tavrını her ortamda belirtir.
Bay I: Kamuoyu kendisinin ne iş yaptığını tam olarak bilemez. Ama genel kanı olarak mafya olarak bilir. “Kuru temizlemeciyim” der şakayla karışık. Bütün bu ortak arkadaşların özel işlerini gördüğünü belirtmeliyim. Yani kim dara düşerse mutlaka kendisinden yardım istemiştir.
Kısaca arkadaşları tanıttım sizlere. İyide bunların arasında senin ne işin var abi diyenlere cevabım; bu bir hikaye. Gerçek kişi ve olaylarla yakından bir ilgisi yoktur anlattıklarımın. Abartılı bir hikaye işte. Ciddiye almayın canım siz de.
Olayın en heyecanlı kısmını sona sakladım. Dinleyin.
Tam toplantı bitmiş dağılacaktık ki aramıza Amerikan aksanı bir Türkçeyle (yamuk ağız konuşan konuşan) biri geldi. Ben dışında bütün grubun kendisini tanıdıklarını anladım. hadi onun da ismi Bay X olsun.
Uzun bir görüşme gerçekleşti. Görüşmenin özetini geçeyim sizlere. İlkte benden duyun, Türkiye’de yeni bir cemaat kuruldu. Hem de gözlerimin önünde.
Cemaatin başı Bay D olacak. Kısa bir zamanda faaliyetlerine başlayacak. Cemaatin göstereceği-izleyeceği hususlar şu şekilde olacaktır:
1- Sahabenin ve ecdadın hatalarıyla yüzleşme zamanı geldi.
2- Sünnet uygulamaları zamanımızla örtüşmüyor.
3- Bir kısım Kuran ayetleri günümüz insanını kuşatmıyor.
4- Namaz, oruç, abdest gibi uygulamalar Emevi uydurmaları.
5- Hac ya da umre turistik bir gezidir. Kabeyi bir müze gibi düşünmeliyiz.
6- Artık bir kadın peygambere ihtiyaç var.
Gibi, gibi…
Diğer zırva hususlardan bahsetmeyeceğim. Ağzı kalaylı arkadaşlar günaha girsinler istemiyorum.
İzlenilecek yol ise şu şekilde olacak.
Uluslararası bir sermaye ile büyük bir vakıf kurulacak. Bu vakıf bünyesinde yayınevi, tv (medya), üniversite gibi kurumlar oluşturulacak. Pr için meşhurlara birazcık ulufe dağıtılacak. En büyük hedefse, Muhammed’siz İslam.
Hem muasır medeniyet yolculuğumuzun banisi ulu kişi buyurmamış mıydı ” Evet Karabekir, Arap oğlunun yavelerini (saçmalıklarını) Türk oğullarına öğretmek için Kur’ân’ı Türkçeye çevirttireceğim. Ve böylece de okutacağım. Ta ki budalalık edip de aldanmakta devam etmesinler… Arap oğlunun yaveleriyle…”
Fehmi DEMİRBAĞ / Akasyam Haber
Diyanetliler Platformu Grup sayfamıza katılmak için >>> TIKLAYINIZ
Dini Haberler Grup sayfamıza katılmak için >>> TIKLAYINIZ
Diyanet Duyurular Sayfamız için TIKLAYINIZ